24 Ocak 2016 Pazar

KALDIRIMLAR

                       KALDIRIMLAR 

       Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında 
      Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
      Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
      Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

      Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
      Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
      İn cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
      Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

      İçimde damla damla bir korku birikiyor;
      Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
      Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
      Gözüne mil çekilmiş âmâ gibi evler.

      Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
      Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
      Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
      Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

      Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
      Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
      Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
      Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

     Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
     İki yanımda aksın, bir sel gibi fenerler.
     Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
     Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

     Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
     Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
     Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
     Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

     Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
     Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
     Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya, 
     Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...


                                                         Necip Fazıl KISAKÜREK                                                        

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder